Röportaj

İyi tasarımın anahtarı: İyi gözlemci olabilmek

Kendilerini yakinen tanıdığım; grafik ve tasarım konusunda bir çok başarılara imza atmış Mehmet Emrullah İncearık kardeşim ile yapmış olduğum keyifli bir röportaj… Genç tasarımcıların izlemesi gereken adımlar röportajımızda…
Mehmet Emrullah İncearık kimdir, biraz kendinizden bahseder misiniz?

Mersin doğumlu olup aslen Gaziantepliyim. İstanbul’da yaşıyorum. Bilişim Teknolojileri, Web Tasarım, Mobil Tasarım ve Mobil Uygulamaları alanlarında eğitimler seminerler vermekteyim. Ulusal ve Uluslararası birçok yarışmada derece almış olmakla beraber yazılımcılar için web uygulamaları güvenliği eğitimini tamamlayarak CWSE (Certified Web Security Expert) ünvanını aldım. Mesleğim ve projelerim gereği birçok şehir gezmek zorunda kaldım. Bu durum bana hem kültürel, hem de bilgi olarak birçok şey kattı. Gezmeyi, web uygulamaları geliştirmeyi, resim çizmeyi, hat sanatı ile uğraşmayı çok severim.

Emrullah İncearık

Grafik/Tasarım size neyi ifade ediyor? Sizi bu alana bağlayan,
yaptığınız işi size sevdiren yönleri neler?

Grafik, Web, Mobil vs. bir kenara bırakıp öncelikle “Tasarım Nedir” sorusuna cevap versek sanırım daha doğru olur. İnteraktif ortamlarda, tasarım kelimesinin bir çok tanımını göreceksinizdir ama bence en sade, yalın ve anlaşılabilir tanımı yapacak olursak; “Tasarım demek hayal ettiğimiz her şeyi kağıt üzerinde veya djital olarak reel hayata dökmektir.“
Peki grafik tasarım nedir? Grafik Tasarım; evrensel bir dille insanlar arasında iletişim sanatıdır. Grafik kelimesi  Latince de çizgi anlamına gelmektedir. Eski yunan dilinde yazmak çizmek anlamını taşımaktadır. Aynı dili konuşamayan, yazamayan, okuma yazma bilmeyen insanlar bu sanat sayesinde birbirileri ile iletişim kurabilir, anlaşabilirler. Grafik tasarım mesleği bir hizmeti veya bir düşünceyi yaymak, benimsetmek veya bir ürünü tanıtmak ya da satmak için kullanılacak tüm kompozisyonların hazırlandığı sanat dalıdır.
Benim mesleğimi sevmeme sebep olan en büyük etken sanırım hayal etmeyi seviyor olmam. Eğer bu işte hayal etmekte zorluk çekiyorsanız yaptığınız işlerde de üretim noktası da bir o kadar zor oluyor gerçekten. Çocukluğumdan beri bir şeyler üretmeyi ve geliştirmeyi seven bir yapım var. Çocukken bozduğum kumanda ve oyuncaklarımı saymazsak tabi. Aslında güzel bir meseleye değindik, “BOZMAK“… Bozmak aslında bir şeyler öğreniyor olmamızın bir başlangıcı değil mi? Bilgisayarlarımızı kullanmasını çoğumuz bozarak, onararak öğrenmedik mi?
Herkes yapmış olduğu işin geniş kitlelere hitap etmesini ister. Grafik Tasarım bunlardan biridir aslında. Örneğin bir billboard tasarımı yaptığımız zaman o tasarımın sokaklarda yollarda asılı olduğunu görüyoruz. Bu bir tasarımcı için gurur kaynağıdır. Yollarda sokaklarda sizlerin yaptığı çalışmaların sergilenmesi gerçekten gurur verici. Ve bana mesleğimi sevdiren en büyük etken yapmış olduğum işlerin geniş kitlelere ulaşması.

Bu alana ilgisi olanlar nereden başlamalı, izlemesi gereken yollar nelerdir?

Bu alana ilgilisi olanlara ilk tavsiyem iyi bir gözlemci olması yönündedir. Gözlem yapamayan insan asla tasarımcı olamaz. Gözlemden kastım ne peki? Gözlem demek diğer insanlardan farklı bakabilmek demektir. Bir restaurant da yemek yerken önünüze gelen yemek listesine acaba bu elimdeki kataloğun tasarımını nasıl yapmışlar diye inceleyebiliyorsanız işte iyi bir gözlemci olma yolunda ilk adımınızı attınız demektir.
Bu alan detaylarla dolu bir alandır. Ufak detayların size büyük getirileri vardır. Unutmamalısınız ki “İnsanların beğenisini kazanacak kaliteli tasarımları oluşturmanın yolu, detaylar da gizlidir.“ Detaylara takılmazsanız daha doğrusu işinizi ciddîye almazsanız hangi sektörde yer alırsanız alın başarısız olma ihtimaliniz oldukça yüksektir.
Grafik tasarım alanında yaptığınız her işi özenerek yapmalısınız. Size verilen bir iş varsa eğer bu işe başlamadan önce o alanda yapılmış kaliteli çalışmaları incelemenizi öneriyorum. Sizler için faydalı olabilecek nitelikte tasarımlar karşınıza çıkabilir ve buda hayal gücünüzün ufkunuzun gelişmesi için bir etken hâline dönüşebilir.
Her insanın Grafik-Web tasarım dalına ilgi duyması genelde sanal ortamda dolaşırken web sitelerde karşımıza çıkan görsel medya ile ilgilenmeye başlar. Görsel medya çok geniş bir kavram; web tasarım, grafik tasarım, 3d vs. birçok dalları mevcuttur. Bu alanda sizlere verebileceğim en kısa tavsiye elinizden geldiği kadar iş sahasında yer almalısınız.
Web programlama ve Web tasarım öğrenmek isteyen gençler özellikle boş zamanlarını iyi değerlendirmeli. Doğru bir eğitim alarak kendilerini güzel yetiştirmelidirler. Özellikle 3 ay boyunca yaz tatilinde yazılım firmalarında, tasarım ajanslarında çalışarak kendilerini geliştirebilirler. Yeni başlayan kardeşlerim birazda sabırlı olmalıdır. Bir programı veya bir web programlama dilini öğrenmeye başladığımızda hemen onu öğrenmeyi beklememeliyiz. Çünkü hiç bir şey bir gecede öğrenilmez. Eğer bu konuda daha önceden çalışmadıysanız konuları ve programın çalışma mantığını tam olarak anlamanız vakit alabilir. Bazı konuları tam anlayamayabilirsiniz. Her konuda ekstra araştırma yapmanız, kendi kendinize bunları uygulamalı olarak çalışmanız her zaman faydalı olacaktır. Genel olarak konseptlerin yerleşmesi ise düzenli şekilde bu çalışmalarınız sayesinde olacaktır. Bilgisayar teknolojileri konusunda en büyük yanılgılardan biri bu işler için ekstra zekaya ihtiyaç olduğudur. Bu işin %90’ı çalışmak, okumak, denemek, %10 ise zeka seviyesidir. Hayal gücünüzü daima yüksek tutmaya, kimsenin göremediği noktaları görmeye çalışın. Ve gördüğünüze inandığınız her şeyi tasarımlarınıza ve işlerinize yansıtın. Web Uygulamaları ve Tasarımlar sizleri bekliyor!

Diplomasız başarılı olma ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz? İş imkânı hakkında bilgilendirir misiniz?

Bilgisayar sektörünü ele alıp konuşmakta fayda var. Bir cümle ile giriş yapmak istiyorum bu sorunuza öncelikle “Harvard Üniversitesinden bile mezun olsanız kimse sizin diplomanızı alıp duvara asmaz.” Evet bu sektör öyle bir sektör. Bu sektör bilginin yarıştığı bir sektör. Bu sektör zeka ile teknolojinin yarıştığı bir sektör. Eğer bir bilgi birikiminiz yoksa çalıştığınız kurumu ilerletecek yönde bir projeniz yoksa ne o şirkette ne de o sektörde barınma veya iş bulma imkânınız yoktur. Bilgisayar geniş bir alandır; yazılım, tasarım, network, sunucu vs. Sizlere tavsiyem odur ki hangi alanı seçiyorsanız o alanda akademik değil öncelik bilgi olarak üst düzey olmalısınız. Akademik kariyer diploma lisansmış hepsi ardından geliyor zaten. Öncelik bilgi birikimimizi genişletmek olmalıdır.
Artık hayatımız da her şey bilgisayar üzerine kurulur oldu hâliyle iş sahasında firmalar çoğaldı var olan firmalar ekiplerini genişletmeye çalışıyor ve iş imkânları artıyor bu sayede. İş noktasında sıkıntı yaşamayacağınız en garanti sektör TIP’dan sonra sanırım bilgisayar sektörüdür. O konuda merak etmemenizi öneririm faka bilginiz var ise.. ,

Ekseriyetle, kişiler blog açarak kendini grafiker ve tasarımcı olarak tanımlayabiliyor. Grafiker ve tasarımcı olmanın önkoşulu var mı?

Bir kişin blog açması makalelerini orada yayınlaması, yazması ve eğitimler hazırlaması o birey için güzel bir başlangıçtır bu yolda. Eğer kalitesini arttırarak istikrarlı bir şekilde blogunu güncel tutarsa hem bu piyasada tanınan biri hâline gelir. Ama o insana grafiker veya sanatkâr diyemeyiz. Kelime olarak kısa olsa da mana olarak büyük bir ünvandır. Ve bu ünvan bir blog açmak ile olmuyor maalesef. Ama bu yolda atılan ciddî bir adımdır blog açmak. Çünkü “Öğrenmenin en iyi yolu öğretmektir.“

Şahıs veya şirketler kendini ifade etme yöntemi olarak görsellikten yararlanıyor. Şahıslar kısmen başarılı olsa da şirketlerin çoğu maalesef görsellikten yoksun. Şirketler, sizce bu konuda nasıl bir yol izlemeli?

Büyük firmalar önceden üniversite mezunu insanları bünyesinde barındırma gibi bir sınırları vardır. İş ilanlarına baktığımız da üniversite mezunu olmayan insanlar bu firmada çalışamaz gibi bir politikaları vardı. Fakat üniversite öğrencileri beklenen talebi karşılamakta güçlük çekince yani kaliteli işler ortaya koyamayınca bu politika ortadan kalktı diyebiliriz. Anlatmak istediğim büyük firmalarda en az bizim gibi farkında bunun. Güncel iş ilanlarına baktığımızda 1 satır üniversite mezunu ise kalan 9 satır bilgi içerikli istekler. Şirketler bu konuda kaliteli insanları bünyelerinde barındırarak, bu sorunun üstesinden gelebilirler ancak. Ve şirket içerisindeki creative director olan kişi gerçekten yetenekli kişiden oluşmalıdır. Çünkü Creative Director o şirketin görsel tasarımlarının oluşmasında büyük rol oynamaktadır.

Bilgisayar teknolojisinin geleceği sizce nasıl? Teknolojisi dünyasındaki gelişmeleri de göz önünde bulundurursak gelecekte bilgisayar teknolojisi nerede olacaktır?

Bilgisayar teknolojisi gün geçtikçe toplumda daha fazla yer almaktadır. Yeni nesil genç bilgisayarcılar bu sektör ile genç yaşta tanışma fırsatı buluyor ve bilgisayar mantığını genç yaşta öğreniyorlar. Artık ilkokuldaki çocuklar bile sosyal medyada (facebook, twitter) yerlerini aldılar. Fakat buna kısıtlama getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Küçük yaştaki çocukları bilgisayarla tanıştırırken sosyal medya ile değil, bilgisayar dünyasında farklı alanlar ile tanıştırırsak bu onlar için daha iyi olur. Hep verdiğim bir örnek vardır; bilgisayarı bir ekmek bıçağı gibi düşünelim o bıçakla ekmek de keseriz, birine zarar da verebiliriz. Yani bilgisayar ile dilersek güzel şeylere imza atarız, dilersek de sabah akşam boş şeylerle ilgileniriz. Kullanım amacımızı bu sebepten dolayı iyi belirlemeliyiz. Özellikle aileler çocuklarını bu yönde biraz daha bilinçli şekilde yetiştirmeliler. Çocukların ilgisini genç yaşta öğrenmeye çekebilirsek ilerleyen zamanlarda çocuklar bilgisayar başına oturduklarında boş yere sürekli vakit geçirmek yerine daha faydalı şeylerle ilgilenebilirler. Bu bilgiler ise onları genç yaşta meslek sahibi yapmakla beraber ufkunun açılmasına da yardımcı olur.

Genç yaşta bilişim hayatında seçkin bir yere sahipsiniz. Yaşınız 22 ama 4 tane kitabınınız mevcut. Size rehberlik eden öncü olan birileri oldu mu?

Yazarlık hayatına adım atmadan önce Web uygulamaları ve Grafik-Web tasarım alanında yazdığım makaleler, dokümanlar ve e-kitaplar mevcuttu. Fakat bu bilgileri bir araya getirip bir eser oluşturmak hiç aklıma gelmemişti. Daha önce ki röportajlarımda belirttiğim gibi hayatımın her alanında örnek aldığım öğretmenim Volkan Aktaş beyefendi bu alanda da örnek olarak benim kitap yazmama vesile oldu diyebiliriz. Yazarlık hayatımın ilk deneyimi ve tecrübesi olan CorelDRAWX5 kitabımı onun vesilesi ile yazdım. Kitap yazmak dışarıdan çok kolay görünse de aslında zahmetli bir iş diyebiliriz. Kitap yazabilmek için ciddî bir anlatım yeteneği, bilgi birikimi ve anlaşılır ve güzel bir dil ile düşücelerini aktarma yeteneği gerekmektedir.